Rasim Canbolat yazdı

1960 yılların ilk yarısında Gazi Orta Öğretmen Okulu ve Eğitim Enstitüsü’nde öğrenciydim. Bir gün bize heyelanla ilgili bir belgesel gösterdiklerini ve belgeselde sıkça Tokat adının geçtiğini anımsıyorum.

Okulu bitirip çektiğimiz kurada Tokat Gazi Osman Paşa Lisesi çıktığını görünce belgeseli yeniden hatırlamıştım.

1960 darbesiyle ülkede bir ağaçlandırma seferberliği başlamıştı. O yıllarda gidip gelirken gördüğüm Çorum’un Samsun yolu girişindeki SIKLIK denilen yerdeki fidanlarla Tokat’ın doğusundaki Gıjgıj tepesindeki fidanlar, aynı yaşta gibiydiler.

Eskiler anlatıyor Tokat’ta:

Vaktiyle Gıjgıj’da öyle ulu ağaçlar varmış ki insanlar kese kese bitiremiyorlarmış. Nihayet balta galip gelmiş, Gıjgıj, çıplak bir kel tepe olmuş. Bununla da kalmamış, yağışların sellerin etkisiyle tepenin toprağı da inmiş aşağılara. Gıjgıj artık tepelik özelliğini taşlık’a çevirmiş. Öyle ki o yıllarda gelen bir sel saat kulesinin nerdeyse yarısına kadar yükselip önüne geleni silip süpürmüş. Şimdi üzerine Yeşilırmak Mahallesinin Kurulu olduğu Çağ gölü’ne doldurmuş.

“Çoluk çocuk” terimi, bu yörelerde “Çağ çocuk” olarak da kullanılır. Acaba diyorum gelen o büyük sel, çağ çocuğu da önüne katıp buralara getirdiği için mi almış “Çağ gölü” adını?

**

O yıllarda Tokat’a Kemal Aşk adlı çalışkan bir orman mühendisi atanmış. Kenti büyük sellerden kurtarmayı iş edinmiş. Taşlık arazilere toprak taşıtmış, topraklı yamaçları teraslatmış. Bir vadi içindeki kenti fidanlarla kuşatmış. Bu çalışmalardan Gıjgıj’da almış nasibini... Emeği de boşa gitmemiş hani. O fidanlar şimdi olmuş birer ulu ağaç. 

Acaba diyorum bize izlettirilen ve içinde sıkça Tokat sözcüğü geçen belgesel, Kemal Aşk’ın çalışmaları mı idi ki?

Altmış yıldır yaşadığım Tokat’ta çok şükür öyle bir sel görmedim. Gıjgıj dâhil, çevrede bir ağaç kesildiğini görsem ya da duysam içim yanar, Kemal Aşk’ı saygı ve minnetle anarım.

 Yaşıyorsa sağlık ve selamet dilediğim Sayın Kemal Aşk’a saygılar sunar, Allah’ın rahmetine kavuştuysa ruhu şad, mekânı cennet olsun derim…