Salih Ertaçoğlu yazdı.

Güzel şehrimizde Gazi Osman Paşa Paşa’nın torunları olarak gururla yaşıyor, bize bu güzel vatanı armağan eden Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına rahmetler, şükranlar sunuyoruz. Bu vatan bu devlet öyle kolay kazanılmamıştır. Dedelerimizin kanları canlarıyla yoğrulmuş vatan topraklarımızdır.

Tokat için çok önemli günlerin başında 26 Haziran vardır. Atamız vatan kurtarmak için Samsun’a çıkmış, Amasya’dan sonra 26 Haziran’da şehrimize ilk teşriflerinin tarihi olmuştur.

Tokat için çok önemli tarihtir.

19 Mayıs 1919’da Samsun’a Tokatlı olan karargah subayı yüzbaşı Mustafa Vasfi Süsoy da Atamızla birlikte Bandırma Vapuru ile gelmiştir.

Samsun’da Merkez Atatürk Parkı’nda şaha kalkmış at üstündeki Atatürk heykelinin önünde karargah subaylarının başında, hemşehrimiz Mustafa Vasfi Süsoy’un heykeli bulunmaktadır.

Ayrıca ilk adımda, karaya çıkışta yine karargah subaylarının başında M. Vasfi Süsoy’un büstü bulunmaktadır.

Peki bu kadar tarihi değer ve önem taşıyan hemşehrimiz için Tokatlı ne yapmıştır? Hiçbir şey. İsmi bile bir yere verilmemiş, bir okulda isim yapılamamıştır.

TBMM’nin ilk milletvekili olmuş, 4 dönem şehrimizi Cumhuriyetin kuruluşunda temsil etmiştir.

Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum.

Panolara asılan bilgilendirmeyle kutlanmasını hatırlatmıştır. Bu vatan bu Cumhuriyet kolay kazanım değildir. Birileri koltuk uğruna geçmişini yok saymaya çalışsa da milletin beklentisi geçmişine, atasına saygılı davranmaktır. Saygıyla anmaktır.

Hatırlarsınız birileri cesaret bularak “KURTULUŞ SAVAŞINI KEŞKE YUNANLAR KAZANSAYDI” zehrini akıtabilmiştir. Ne yazık ki bu kişi taltif görmüş, üst seviyede ziyaretlere de neden olmuştu.

Boyunduruk altında yaşamayı tercih eden zavallı mandacılar, emellerine asla kavuşamayacak, Cumhuriyetimiz ve Devletimiz sonsuza kadar payidar kalacaktır.

Aziz milletimiz sıkıntıya düşenlere daima yardımcı olmuştur. Komşumuz Suriye ve Afganistan’daki olaylar sonucu, ev sahipliği yapılmış, yıllarca da en iyi şekilde barınmışlardır.

Misafirperverliğin de bir süresi vardır. O süre çoktan dolmuş durumdadır. Ülkenin içinde bulunduğu ağır ekonomik şartlar, önce kendi insanımıza iş, aş, geçim sahası temin etmek hükümetlere asli görevdir. Sosyal yapı her geçen gün olumsuz etkileniyor. Böyle devam edildiğinde çok zor şartlarla karşılaşılacağı aşikârdır.

Devletimiz, geleceğimizi düşünerek gereken önlemleri acilen almak durumundadır.

Sevgi ve saygılarımla…