Triyaj: - Neyin var?

“Ateş, ishal, kusma…”

- Geç, acil doktoru orada.

(Sırada en az 20 kişi var… Doktor da yok o esnada, 5 dakika sonra geldi…)

Acil doktoru: - Neyin var?

“Ateş, ishal, kusma…”

- Git, serum için koluna damar yolu açsınlar

“Ama ayakta duramıyor, burada açılamaz mı damar yolu?…”

- Yapacak bir şey yok…

“Damar yolu açtırdık şimdi ne yapacağız?”

- “Müşahedeye geçin.” (Peki o zaman damar yolu açtırmak için neden başka yere yönlendirildi hasta?)

(Tüm bu süreç 1,5 saatte tamamlandı.)

***

Zaman zaman Tokat’taki kamu hastaneleri için köşe yazıları kaleme aldığımda ortalık ayağa kalkıyor. Sanki bir art niyet varmış gibi yazılarımıza tepki koyan koyana… Lakin sağlık emekçilerimizi rencide etmeden, var olan sorunları ortaya koymak hepimizin görevi değil mi?

 Acil servislere yapılan başvuruların sayısının giderek artması neticesinde bu durum acil servislerde yoğun iş yükü ve kalabalığa neden oluyor. Aşırı kalabalık ve yoğunluğun hastaların acil serviste daha uzun süre kalmalarına, gerçekten acil bakım gerektiren hastalar için de ciddi sonuçlara yol açabiliyor.

İşte bu nedenle “Triyaj” adı verilen uygulama ile hasta ve yaralıların, yaralanma tiplerine göre, etkili acil sağlık hizmeti alabilmeleri için doğru hastanın, doğru zamanda ve aciliyet önceliğine göre sıralanarak tedavi almaları amaçlanıyor. Bunu anlıyor ve kıymetli buluyoruz.

Ama “triyaj” sanki doğru uygulanmıyor… Adeta kendinden vazgeçmiş görevlilerin, yerinde bulunamayan doktorların, empatiden uzak bakış açısıyla “hemen ve anında müdahalenin” çoğu zaman gerçekleşmediği hastanelerimizi bir kez daha mercek altına almaya ihtiyaç var.

Evet birçok hasta “acil” tanımına uymuyor; başı ağrıyanın acillere koştuğu bir ülkede yaşıyoruz. Evde bir ilaç alınıp halledilebilecek birçok hastalık için acile gidildiğini biliyoruz. Ama 90’lı yıllardaki gibi elde bir evrak çık yukarı in aşağı, git oraya gel buraya denilerek, üstelik 40 derece ateşle insanlara antrenman yaptırmak da hiç doğru değil.

Her şeyden önce işini severek yapan insanlar tarafından hastaneler yönetilmeli. Hasta bakıcısından, triyajdaki personeline, karşılamadaki banko memurundan güvenlikçisine, doktorundan sağlık memuruna güler yüzlü ve anlayışlı kadrolara ihtiyaç var. Empati duygusuyla örülü bireylerin olduğu her yer bu dünyada cennettir. Dolayısıyla ülkemizin her kurumunu cennete döndürmek elimizde.

Tokat’ta başta Devlet Hastanesi olmak üzere, kamu hastanelerinin hiç olmazsa topluma önderlik adına da olsa “empati” duygusunun gelişimine katkı sunması, kaçınılmaz bir görev artık…