27 Şubat 1974 tarihli Tokat Gazetesi’nde Rahmi Akıncı imzalı bir köşe yazısı yayımlanmış.

Yazıda toplu ulaşımdaki otobüs bileti fiyatlarına gelen zam ele alınarak, “Zenginin zaten arabası var. Zengin zaten şehre yakın yerde oturur. Ya o bağlarda oturan 3-5 çocuklu, geçimini ineğinin dört memesine bağlamış fakir aileler… Onlar ne yapacak iyice düşünmek gerek.” deniliyor. 50 yıl öncesinin derdi de aynı anlayacağınız. Fakirin yüzünün hiç gülmediğinin, gülmeyeceğinin ispatı bu yazı da. Arşivimdeki eski gazeteleri yeniden okuma ihtiyacı hissediyorum şu günlerde. Ne kadar eskiye doğru gidersek, bugünleri daha iyi anlıyoruz sanki.

Rahmi Akıncı devam ediyor yazısına:

“17 Şubat’ta İstanbul’daydım. Domates gördüm manavlarda. Fiyatını sordum. 6 lira dediler... Hemen 3 kilo aldım. Ve kendi kendime düşünmeye başladım: Şubat’ın 17’si ve kilosu 6 lira. Bu domatesler Adana’nın. Adana Tokat’a daha yakın. Bırakalım Şubat’ı, Mart ve Nisan’da dahi biz domatesi 10 liradan aşağı yiyemiyoruz. Siz ne dersiniz sayın alakalı, bu sene olsun bir şeyler düşünecek misiniz?”

Akıncı’nın “Siz ne dersiniz sayın alakalı?” sorusunun muhatabındaki “alakalı” kimdi bilemiyorum. Muhtemelen dönemin Belediye Başkanı Mesrur Gürgenç olmalı. (50 yıl önce bile nasıl özgür bir şehirde yaşıyormuşuz farkında mısınız… Gel de şimdi “Sayın alakalı” de bakalım şehri yönetenlere…)

Günümüzün kaotik halinden sıkılan herkese geçmişe yolculuğu tavsiye ederim. O günlere ait gazete, dergi ne varsa okusunlar. Görecekler ki o zamanların karmaşası bile kendi içerisinde çok ahenkli ve düzeyliymiş. Rahmi Akıncı’nın yazısında anlattıklarını bugünün sorunlarıyla ve detaylardaki konuları güncel rakamlarla yazsak dertlerin hiç değişmediğini, sorunların bire bir aynı olduğunu görürsünüz. Şehir içi otobüs fiyatlarına zam, domates (sebze meyve) fiyatlarındaki diğer şehirlilerle aramızdaki uçuk farklar bugünün de meseleleri arasında değil mi?

Uzaklaşmayalım Rahmi Akıncı’dan:

“Vakıf iş hanı açıldı ve o kadar esnaf oraya doluştu. Fakat oradan geçenler bir iş hanının olduğundan bihaber durumdalar. Üstelik han kapısında yukardaki dairenin kocaman bir yazısı. Hani daire var da han yok gibi bir durum. O kadar kişi çok büyük icarlar (kiralar) ödüyor oraya bugün. O halde vakıf idarecileri çok büyük bir tabela asmalı oraya, ‘Vakıf İş Hanı’ diye…”

Vakıf iş hanının tarihçesini de böylelikle öğrenmiş bulunuyoruz. Tamı tamına 50 yıl… O zaman kentsel dönüşümü ana caddedeki binalardan başlatsak iyi olmaz mı? Malatya’dan gelen bir meslektaşıma 12 Şubat depreminde Malatya’nın etkilenme derecesini sorduğumda, “Sizin GOP Bulvarınız gibi bir bulvarımız vardı ve çoğu 40-50 yıllık binalardan oluşuyordu, dümdüz oldu hepsi.” demişti… Yani risk büyük. Zaten bunu Jeoloji Mühendisleri Odası da söylemişti: “Tokat merkezdeki bütün binaların röntgenini çekin, güçlendirilecekleri güçlendirin, yıkılacak olanları derhal yıkın.”

Diyorum ya bugünü iyi değerlendirmek için geçmişe sık sık gitmek gerekiyor. İşte rahmetli Rahmi Akıncı büyüğümüzün yazısı buna en iyi örnek. Daha neler var neler. Sadece Akıncı’nın değil, başka başka isimlerin de bugüne ışık tutacak yazıları var. Sırası geldiğince sizlerle paylaşmayı umuyorum onları da.

Tek dileğim, bizden sonra bugünleri merak edenlerin de bizim yazdıklarımıza bakarak aynı karamsarlığa düşmemeleri… Umarım ki onlar daha özgür, adil ve eşit bir ülkede bugünlerin çilesini buruk bir tebessümle okurlar ve mutlu bir yaşam sürdürürler.

Tam yazıyı bitirdim, kıymetli Bünyamin Akıncı ağabeyimden 27 Şubat 1974 tarihli bu gazete yazısını kaleme alan Rahmi Akıncı büyüğümüz hakkında; “Atatürkçü, Cumhuriyetçi, gerçek bir sosyal demokrat olduğunu, 1974’teki 15 Şubat olaylarında Mahkeme Önü’ndeki (Ali Paşa Camii’nin olduğu caddede) dükkanının yağmalandığını, bu olay üzerine kahrederek Tokat’ı terk ettiğini, her milli bayramda vitrinini boşaltarak Atatürk Köşesi yaptığını, orkestra kuracak kadar sosyal yönü aktif, vefalı ve çevresi olan değerli bir büyüğümüz” bilgisini aldım…

Bu vesileyle, başta Rahmi Akıncı amcamız olmak üzere, bu şehre değer katarak ebediyete irtihal eden bütün büyüklerimize Allah’tan rahmet diliyorum…