Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Jeoloji Mühendisleri Odası 2021 yılı Mart ayında bir rapor yayımladı. Raporda Tokat’ın taşıdığı deprem riskine dikkat çekilerek, harita üzerinden açıklamalar yapıldı. Önümüzdeki 50 yıl içerisinde gerçekleşme olasılığı çok yüksek bir depremde Tokat il sınırları içinde meydana gelmesi beklenen yer sarsıntısı miktarının da belirtildiği rapor, maalesef beklenen ilgiyi göremedi bugüne kadar.

“İlgi gösterecek” olanlar şehri yöneten kişilerdi elbette. Lakin yayımlanan bu rapor doğrultusunda yaklaşık 3 yıldır bir eylem planı yapılmadığı gibi, sanki deprem diye bir gerçeğimiz yokmuş gibi hareket edildi, ediliyor da. 1939, 1942 ve 1943'te büyük depremlerle sarsılan Tokat’ın olası bir depreme hazırlıklı olmadığı bilindiği halde kimsenin kılını kıpırdatmaması ne hazin…

Jeoloji Mühendisleri Odası’nın yayımladığı harita üzerinde özetle, “Tokat’ın önemli deprem tehlikesi olduğu ve il merkezinin de deprem gerçekleştiği takdirde en fazla sarsılacak alanlardan biri üzerinde yer aldığı” açıkça gösteriliyor ve şöyle deniliyor:

“Tokat büyük ölçüde ortasından geçen Behzat deresinin çökeltmiş olduğu alüvyon bir zemin üzerine oturmaktadır. Deprem dalgaları bu tür zayıf zeminler tarafından büyütülerek binalara iletilir. Zemin büyütmesi olarak tanımlanan bu durum bir deprem olduğu takdirde Tokat’ın alüvyon üzerinde yer alan kısmının kaya üzerinde yer alan yerlerden daha şiddetli olarak sarsılacağı, bunun sonucunda da hasar oranının daha fazla olacağı anlamına gelmektedir. Örneğin, 2020 yılında yaşanan İzmir ve Sivrice depremleri deprem merkezinden çok uzaklarda büyük hasarlar yaratmış, bunun ana nedeni olarak da düşük yapı kalitesi yanı sıra zemin büyütmesi gösterilmiştir. Son yıllarda yaşanan depremler bu tür zeminlerde sıvılaşma olaylarının da yaşanabileceğini göstermektedir. Belli büyüklüğe ulaşan depremlerde belli koşullara sahip zayıf zeminlerde meydana gelebilen sıvılaşma, zeminin üstündeki yapıları taşıyamamasına neden olmakta, yapılar yer sarsıntısının bir sonucu olan bu olay nedeniyle de hasar almaktadır. (…) Tokat zayıf bir zemine sahip olmanın, bu nedenle de olası bir depremde şiddetle sarsılacak olmanın yanı sıra il merkezindeki binaların altından diri fay geçen illerimizden biridir. Bu nedenle Tokat’ın olası büyük bir depremde hem depremin yaratacağı şiddetli sarsıntı hem de yüzey faylanması tehlikesi nedeniyle hasar alması beklenmektedir…”

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Deprem Danışma Kurulu’nun hazırladığı raporda ayrıca, Almus, Erbaa, Niksar, Pazar ve Reşadiye ilçe merkezleri ile 40’ı aşkın belde ve köy yerleşim alanı da doğrudan diri fay üzerinde oturduğu ve acilen “Deprem Master Planı” oluşturulması gerektiği vurgulanıyor. Dolayısıyla deprem tehlikesine maruz bina stokunun incelenmesi, bunun sonucunda da yüksek riskli yapıların ve güçlendirme gerektiren binaların belirlenerek güçlendirilmesine karar verilen binalar için güçlendirme uygulamaları yapılması acilen gerekiyor.

Yine söz konusu raporda, “Tokat kent merkezi Kuzey Anadolu Fayı’na 35 km, Ezinepazarı Fayı’na 26 km uzaklıktadır. Kent içerisinden geçen Almus fayının uzunluğu ise 70 kilometreyi bulmaktadır, ancak fayın batıdaki daha küçük faylar dikkate alınırsa batıya doğru çok daha fazla uzanımı olması olasıdır. Öte yandan Gökçe Fayı da kentin güneyine yakın bir diri faydır.” ifadeleri yer alıyor. Yani her şey çok açık, net ve sârih… Öte yandan raporu düzenleyen kurumun “Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan bu rapor Tokat İli yönetimi ve karar vericilerini ilin deprem ve diri fay tehlikesi hakkında uyarıcı ve yönlendirici olma amacındadır. Odamız bu konuda talep edildiği takdirde iş birliğine hazırdır,” şeklindeki “iş birliği” teklifine de maalesef 3 yılı aşkın süre cevap verilmemiş…

Peki, bu şehri yönetenler daha neyi bekliyorlar? Depremin olmasını, büyük acıların yaşanmasını mı neyi bekliyorlar? Son yaşadığımız Hatay merkezli 11 ili etkileyen depremin sonuçları ortadayken, 2020 yılında konunun uzmanları tarafından adeta çığlık atarcasına yazılan söz konusu rapor varken, bu vurdumduymazlık, aldırmazlık, umursamazlık çok can sıkıcı.

Tokat’ı yöneten atanmış ve seçilmiş muktedirlerin depreme dayanıklı villalarda oturmalarının rahatlığı, omuzlarında taşıdıkları büyük vebali unutturmaz, bunu bilmelerini ve daha fazla “ah” almamalarını dilerim…