Salih Ertaçoğlu yazdı: "Millete rağmen hiçbir güç kendini güçlü zannetse de sandıkta sonuca katlanacaktır."

Demokrasi, yönetimler arasında, insan onuruna en yakışanıdır.

Demokrasilerde, insan hakları, hukukun tam bağımsız, tarafsız olması, eşitlik, liyakatın esas alındığı yönetim biçimi. Medeni, gelişmiş ülkeler bu yöntemi belirlemiş, ülkelerini gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarmışlardır. Egemenliğin millete ait olması temel kuraldır.

Ülkelerin anayasaları vardır. Herkes ülkesinin anayasasına saygı duyar. Yönetenler de harfiyyen anayasaya bağlı görev yaparlar.

Aksi yönetim şekilleri de vardır. Örneğin, Kuzey Kore, krallıkla yönetilen ülkeler, Rusya, eski demir perde ülkelerinde uygulandığı, tek kişinin söz sahibi olduğu, kanun nizam tanımadığı kişilerin hiçbir özgürlüğünün olmadığı ülkelerdir. Anayasaya uyulmadığında sıkıntı başlamıştır.

Türk Milleti, TC. Devletini kurmuş, anayasasını benimsemiş, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu gerçeğini benimsemiştir.

Bir yönetim düşünün işbaşına geldiğinde “DEMOKRASİ BİZİM İÇİN AMAÇ DEĞİL, ARAÇTIR” siyasetini kurmuş ise sonuçta demokrasi dışında başka şeyler de düşünülebilirdir.

Adil olmak, adaletli olmak, yargının terazisinin tek kefesini koruyup kendi gibi düşünmeyenleri farklı değerlendirmek, adalete olan güveni yok eder. Önce millet yargıya güvenecek, güven kaybolmuşsa tren raydan çıkmıştır.

Yalan, iftira, şantaj, kumpaslarla milletin yanıltılma imkanı asla yoktur. Geçmişte bunlar çok acı yaşatmıştır.

Millete rağmen hiçbir güç kendini güçlü zannetse de sandıkta sonuca katlanacaktır.

Hele bir kısım medyanın, sosyal medyanın zerrecik Allah korkusu taşımadan karşı düşüncede olanlara saldırması da boşuna değildir.

Bu tiplerde Allah korkusu, helal haram, günah sevap olmadığı için millete rağmen çirkinliklere devam ede dursunlar.

Maç oynanırken hakem nasıl değiştirilmezse davalarda da işe gelmeyen karar veren hakimlerin görev yeri değişirse o zaman tek kale maç oynanmaya benzer. O da zaten maç değil şikenin, darbenin daniskasıdır. ADALET asla zarar görmemelidir.

Bir de koltuklar kimseye babasından tapulu mülk de değildir. Sandıkla gelinir sandıkla da gidilir. “DEMOKRASİ İŞTE BUDUR.”

Millete rağmen kişiler bir hiçten ibarettir.

Sevgi ve saygılarımla.