Emekli Vergi Dairesi Müdürü Ömer Yılmaz yazdı: "Müslüman toplum Ebabil kuşlarını bekleye dursun gelecekse önce bu topluma dersini vermelidir."

Cenabı Allah’ın hazırlayıp bize sunduğu şu muhteşem dünyada yaşıyoruz. Mevla yeryüzündeki bütün nimetlerini insanoğlunun istifadesine sunmuş ve yeryüzüne insanoğlunu yayıp genişletip her alanı her mevkii her kilometreyi sahipsiz bırakmamıştır.

Mevlana’nın bu lütfu insanoğluna sunduğu nimetleri içerisinde özgür ve bağımsız mutlu yaşamak duruyorken, insanlar birbirine dünyayı zehir etmesi noktasına gelmiş olmalarına da bir anlam vermekte inanın zorluk çekiyoruz. Nedir bu dünyadaki kargaşa, anarşi, terör, bitmez bilmeyen savaşlar? İnsanoğlu yaşadığı tarih boyunca en büyük zülumu en büyük işkenceyi kendi kendine yapmış ve bu da mazisinde yüzlerce örnekle görülmektedir. En son yaşadığı Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında milyonlarca insan katledilmiş, hiç yok yere öldürülmüş, aç susuz bırakılmış, yetim kalmış, öksüz kalmış, feryatlar göklere yükselmiştir. Hatta ve hatta 1. Dünya Savaşı’nda Müslüman kesimin uğradığı zulüm neticesinde gökyüzüne şikayet mektupları bile yazılmış ve bu şekilde zulüm ifade edilmeye çalışılmıştır.

Birinci Dünya harbinin ardından geçen kısa bir süre sonra yine ders çıkartılmaması sonucu, 2. Dünya Savaş’ı patlak vererek adeta 1. Dünya Savaşı’nı gölgede bırakmıştır. Hele de Japonya’ya atılan atom bombalarıyla nükleer silah sahneye çıkmış ve insanoğlu adeta ölüm fermanını kendi kendine imzalamıştır. Oysa yeryüzü bütün insanlara yetecek kadar nimetlerle dolu ve ihtiyaç duyduğu tüm malzemelerle donatılmıştır. İnsanların kendi aralarında çizmiş oldukları suni sınırları içerisinde adeta birbirlerini nasıl boğazlayacağız nasıl boğazlamalıyız hesaplarını habire yapıp durmuşlardır.

Peki neden bu hale geldi? İşte burada da bu soruyu cevaplamak hiç de kolay değil. Zira, bu durum insanların, toplumların doymak bilmeyen nefislerinin kendilerini vahşileştirmesi ve insan olduklarının unutulmasının sonucudur. Başka bir ifade ile insanların /toplumların /Milletlerin mutlak suretle üstünlük taslama rahat yaşama birbirini sırtında geçinme ve sömürme felsefesi bazı milletlerce hep önde tutulmuş ve diğer insanları kendilerine hizmetkar olarak görmesinin neticesinde de doğmuştur.

Şöyle bir tarihe bakıldığında yeraltı zenginlikleri ve madenleri bulunan sahalardaki kargaşalar hiçbir zaman bitmemiştir. Çatışmalar, kargaşalar silahlı çatışmalar dünden bugüne süre gelmiştir. Özellikle 1900’lü yılların başından itibaren petrol insanoğlunun gündemine girdikten sonra petrolün varlığının bulunduğu Ortadoğu adeta cehenneme çevrilmiş ve burada kargaşalar devam etmiş ve huzur insanlara haram olmuştur. İşte bu nedenle insanoğlunun doymak bilmeyen nefsi doymak bilmeyen ihtirası sonucu bu korkunç savaşlar meydana gelmiştir.  Cihan harplerinde milyonlarca insan ölmüş, açlık sefalet ve acıların feryatları yürekleri yakmıştır.

İnsanoğlu bunda yeterli dersleri ne yazık ki almamıştır. Atılan Atom bombasından kat kat büyük bombalar üreterek uzaya bile bu silahları sıçratmada da geri durmamıştır.

Göstermelik kurulan güya dünyada haksızlığı önleyecek Birleşmiş Milletler adeta haksızlığın zemini olmuş ve güçlünün hakkını koruyan durumuna düşmüştür.

İşte hep beraber yüreklerimiz yanarak seyrettiğimiz İsrail’in sağa sola saldırması ve süper güçlerin utanmadan sıkılmadan ona arka çıkması buna en bariz son örnektir. Daha önce Bosna’da, Karabağ’da, Myanmar’da yapılan vahşetler halâ hafızalarda yerini korumaktadır. Bu nasıl bir dünya ki binlerce insan katledilirken birleşmiş milletler birleşemiyor? Hala katilin yanındayız diyebiliyor. Bu zulüm bu insanlığın yanında kâr kalmaz kalmamalıdır da.

Hele de müslüman toplum dünyada hatırı sayılır oranda mevcut ise. Bunun hesabı Müslümanım diyenler için çetin olacaktır, çetin. Demek ki sadece Müslüman toplum olmak da yetmiyor. Müslüman toplum söz sahibi de olmalıdır. Hem içte hem de dışta. Yoksa dünyada zulüm görmeye devam edecek, kimse de dur demeyecektir. Müslümanın güvenlik ve itibarını ancak kendisi sağlar, gerisi boş laftan öteye geçmez, geçmiyor da. Örnekler ortada, fazla lafa hacet yoktur.

Diğer tarafta, müslüman toplum Ebabil kuşlarını bekleye dursun gelecekse önce bu topluma dersini vermelidir.

Bizden söylemesi.