Emekli Vergi Dairesi Müdürü Ömer Yılmaz yazdı: “Olay "kendim ettim kendim buldumdur."
İnsanoğlu doğar önce bebek sonra çocuk sonra delikanlı sonra genç sonra olgun daha sonra ihtiyar ve en sonunda piri ihtiyar olur dünyadan göçer gider. Bir müddet sonra adı sanı unutulur adeta bu dünyaya gelip yıllarca yememiş içmemiş üretmemiş çalışmamış ve yaşamamışa döner.
İşte akibetimiz, kaçınılmaz sonumuz budur. Başka bir ifade ile ömür dediğin; ezan ve sela arasında olup, çıplak gelinip çıplak malsız, mülksüz, şansız, şöhretsiz, makamsız, mevkisiz ve parasız arkasına bakmadan gidilendir.. Nereye gidilir, imanı olanlar bilir bunu, bilmeyenlere ise meçhul gelir ölüm yok oluş denir.
Bu evrelerden insanoğlu en çok da yaşlılık döneminde sıkıntılara gark olurken, hiç bir zaman istediğini de bulamaz. Önceleri gücü ve zamanı varken parası olmaz, sonra gücü ve parası olur zamanı olmaz, daha sonra parası ve zamanı olur bu defa da gücü olmaz. Daima bir eksiği ile yaşar. Son evrelerinde ise hastalıklarla boğuşur. Yaşadığımız çağın yaş kategorilerine göre hastalıkları mevcuttur. Her yaşın ayrı ayrı müptelası vardır. Bunlardan kanser, tansiyon, şeker, obezite, panik atak, depresyon nerede ise her yaşlımızı ziyaret eder. Bunlarla birlikte kadınlarımızda ilave kemik erimesi hastalığı ile boğuşurken kadınlı erkekli romatizmal hastalıkları aşağı yukarı herkes de mevcuttur.
Hastanelerimiz dolup taşar, aile hekimleri ile nerede ise ahbap olunur. Ecza dolabı her evde ufak çaplı bir eczaneyi andırır. İlaçlar ceplerde gezdirilir.
Peki neden? Bu konudaki uzmanların affına sığınarak diyorum ki nedeni basit, kimyasal karıştırılmış, katkılı, genetiği bozulmuş gıdalardır. Daha bebek için erken kesilen anne sütü olayıdır. Tıka basa yemek yiyip hareketsiz kalmaktır. Bedenen çalışmanın azalmasıdır. Ev yemeklerinde, el yapımı gıdaların unutulmasıdır. Radyasyona maruz kalmaktır, kirli havayı solumaktır, aşırı çalışma temposu ve kıskançlık sonucu yarıştır, rekabettir. Şükürden uzak hep bana hep banadır. Uyku düzeninde şaşmadır. Geceyi gündüze, gündüzü gece çevirme alışkanlıklarıdır. Doğaya kafa tutma onunla yarışmadır.
Kısaca insanoğlu yaratılış kodları ile kendisinin oynamasıdır ve sonuç ortadadır. Bundan şikayet etme hakkı da yoktur.
Olay "kendim ettim kendim buldumdur."
Bizim diyeceklerimiz budur.
Kalın sağlıcakla.