Tokat'ta Kalender Çelebi Derneği tarafından Gıj Gıj Baba anma etkinliği düzenlendi. Etkinlikte konuşma yapan Dernek Başkanı Ali Yıldız, Tokat Valisi Numan Hatipoğlu başta olmak üzere katılımcılara teşekkür etti. Ali Yıldız, Gıj Gıj Baba'nın Hünkar Hacı Bektaş ile birlikte Anadolu'ya gelen Güvençabdal, Çepni, Beydili ve birçok Türk boyunun öncüsü olduğunu belirterek, “Her yıl Haziran ayının ilk pazarında Kalender Çelebi olarak Gıj Gıj Baba'yı anarken cem olup lokmalarımızı paylaşacağız," dedi.   

Gıj Gıj Baba Türbesi

Tokat'ın merkezindeki Gıj Gıj Baba Tepesi'nde yer alan ve gizemini koruyan türbenin inşa tarihi kesin olarak bilinmemektedir.

Türbenin çevresinde, türbe ile ilişkili olabilecek bazı temel kalıntılar mevcuttur.

Baldaken tarzında inşa edilen ve kubbeyle örtülü olan türbe, güneydoğu ve güneybatı köşelerindeki eski duvar yapısıyla dikkat çekmektedir.

Türbenin sandukası betonarme malzemeden yapılmıştır. Gıj Gıj Baba'nın mezarı, Tokat şehir merkezine hâkim bir tepede bulunmaktadır ve halen gizemini korumaktadır.

Gıj Baba, asıl adıyla Hasan, Malazgirt Savaşı'ndan önce Horasan’dan Tokat’a gelmiş ve burada yaşamıştır. Türbenin inşa tarihi kesin olarak bilinmese de, yakın zamanda restore edilmiştir. Gıj Gıj Tepesi'ne araçla ulaşım sağlanmakta ve türbeye birkaç kilometre yürüyerek varılmaktadır. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı, Arkeolog ve Sanat Tarihçisi Ekrem Anaç, Hasan Dede’nin adıyla anılan tepeye defnedildiğini belirtmiştir.

Anaç, türbenin tarihî ve kültürel önemini vurgulayarak, “Kaynaklarımızda yeterli bilgi bulunmamakla birlikte, internette Hasan Dede’nin Malazgirt'ten önce Anadolu’nun İslamlaşması ve Türkleşmesi için Yesevi dervişi olarak Anadolu’ya geldiği bilgisi dolaşıyor. Ancak Hasan Dede’nin doğumu 1093 yılına denk geliyor, bu nedenle bu bilgi doğruluğunu yitirmektedir. Gıj Gıj Baba hakkında çeşitli rivayetler bulunmakta, ancak ayrıntılı bilgiye rastlanmamaktadır. Tepenin ardında Hasan Baba adlı bir tepenin daha bulunduğu ve bu isimle anılan bir köyün olduğu düşünülmektedir” dedi.

Narin'e Arkadan Sarılıp Kollarıyla Boğmuş! Narin'e Arkadan Sarılıp Kollarıyla Boğmuş!

Anaç ayrıca, Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde türbe ile ilgili bazı bilgilere yer verildiğini belirterek, "Evliya Çelebi burada bir zaviye olduğundan bahseder. Zaviyede dört fakir kalırmış. 17. yüzyılın başında burada bir türbe ve zaviye varmış. Hem Sünni hem de Alevi vatandaşlarımız tarafından sıkça ziyaret edilen bir yer burası” dedi. Anaç, türbenin tepeye inşa edilmesinin anlamına değinerek, "Büyük zatlar genellikle tepelere defnedilir. Bu gelenek pek çok şehirde görülebilir. Bu tercihin metafizik bir boyutu olup olmadığını bilemiyorum, ancak bu yaklaşım yaygındır. Yozgat ve Ankara gibi şehirlerde de benzer gelenekler bulunmaktadır” ifadelerini kullandı. 

Editör: Elvan Mert