Tokat’ta Kont Dracula’nın esir tutulduğu kaleye çıkan 7 yıl şehirde kalıyor!
Kont Dracula’nın esir tutulduğu kaleyle ilgili ilginç rivayet. Kont Dracula’nın 15'inci yüzyılda 4 yıl boyunca esir tutulduğu Tokat Kalesi'ne çıkanların 7 yıl şehirde kaldığı rivayet ediliyor.
Romanya Prensi ve Eflak Voyvodası 3'üncü Vlad'ın, Tokat'ta 4 yıl boyunca sürgünde yaşadığı kale gizemli yönleri ile dikkat çekiyor. Selçuklu ve Osmanlı döneminde savunma amaçlı kullanılan Tokat Kalesi'nin turizme kazandırılması amacıyla birkaç yıl önce yapılan çalışmalarda Ceylan Geçidi ortaya çıkartıldı. Yaklaşık 140 metre derine inilen geçitte suya rastlanması sonucu çalışmalar durduruldu. Şehrin göbeğinde tarihi dokusu ve halk arasında inanılan efsaneleri ile dikkatleri çeken Tokat kalesi gizemini korumaya devam ediyor.
"Tokat Kalesi'ne çıkan 7 yıl şehirde kalıyor"
Tokat Kalesi’ne çıkan kişinin 7 yıl şehirde kalmasının halk arasında yıllardır dile gelen bir rivayet olduğu belirtiliyor.
Kont Dracula 7 yıl kalede esir tutulmuş
Kont Dracula’nın kalede 7 yıl zindanda hapis kaldığı biliniyor. 7 yıl kalede esir kalmasından dolayı ‘7 yıl kaleye çıkan Tokat’ta kalıyor’ diye rivayet edildiği tahmin ediliyor. Kale bu özelliğiyle de dikkat çekiyor.

Kont Dracula Kimdir?
III. Vlad, bilinen adıyla Kazıklı Voyvoda veya yaşadığı dönemde kullanımıyla Vlad Dracula, 1448'den ölümüne kadar üç kez Eflak Voyvodası olmuş Rumen komutan ve liderdi. Özellikle düşmanları olarak gördüğü, esir Osmanlı askerlerini ve Bulgar topraklarının Türk sakinlerini kazığa oturtarak öldürtmesi ile bilinir. Eflak tarihinin en önemli yöneticilerinden biri olarak görülür ve günümüzde Romanya'nın ulusal kahramanı olarak kabul edilir.
Vlad Dracula, kendi yönetimini eleştiren pek çok kişiyi kazığa oturtması ve kurbanların vücutları parçalanarak yapılan işkenceler halk ve askerler tarafından bilinmekteydi. Ardından halk ve askerler arasında Vlad Dracula'nın kurbanlarının kanını içtiğine dair kanıtlanmamış bir söylenti ortaya çıktı. Bu durum Bram Stoker'a ilham verdi ve kan içen vampir Drakula romanını yazmasını sağladı. Vlad Dracula "Drakula" filmine konu olmakla birlikte günümüz vampir algısını da etkilemiştir.
Vlad, 1428 veya 1431 yılında, Eflak'ın hükümdarı olan Vlad Dracul'un ikinci oğlu olarak dünyaya geldi. Babasının Osmanlı karşısındaki yenilgisi ve zamanla devam eden kötü ilişkileri sonucu Vlad ve küçük kardeşi Radu, rehin olarak küçük yaşta başkent Edirne'ye getirildi. 1447'de Macaristan Valisi János Hunyadi Eflak'ı işgal etti ve Vlad'ın babası Vlad Dracul'u ve ağabeyi Mircea'ı öldürttü. Sonra Hunyadi, Vlad'ın ikinci dereceden kuzeni II. Vladislav'ı yeni voyvoda olarak atadı. Ekim 1448'de Hunyadi Osmanlılara karşı bir askerî harekât başlattı ve II. Vladislav da ona eşlik etti. Zamanla Vlad, Osmanlı'nın Eflak'taki birliklerinde sözü geçer bir kişi hâline geldi. Osmanlı birliklerini stratejik olarak yöneterek II. Vladislav'ı, birlikleriyle beraber Eflak dışına püskürttü. Vlad'ın askerî dehası Edirne'de de duyuldu; bu nedenle emrine daha çok Osmanlı askeri verildi. Ekim 1450'nin ortalarında Vlad, Osmanlı ve Rumen karışımı birlikler ile önce Moldovya, sonra Macar topraklarına girdi.
Macaristan ve Vladislav arasındaki ilişkiler kötüye gitmeye başlayınca Macaristan, Vlad ile anlaşma yaptı. 1456'da Vlad, Macaristan'ın da desteğiyle Eflak'ı tamamen kontrol altına aldı. Vladislav ise Vlad'a karşı başlattığı başarısız bir isyan sonrasında idam edilerek öldürüldü. Vlad, konumunu güçlendirmek için Eflak boyarları arasında bir tasfiye başlattı. Rakiplerini destekleyen Transilvanya Saksonları, gayrimeşru üvey kardeşi Keşiş Vlad, Vladislav'ın kardeşleri olan Dan ve Başarab Laiotă ile savaşa girdi. Savaşta Vlad, Sakson kasabalarını yağmalatıp yıktırdı ve gelecekte isminin tanınmasına vesile olacak, en sevdiği işkence türü olan kazığa oturtmayı, ilk defa buradaki kasaba sakinleri üzerinde gerçekleştirdi. Yanındaki vezirlere ve Eflak halkına korku salıp kendisine itaat etmelerini sağlamak için Vlad, tekerlekli platformlar üzerinde kazıklara oturttuğu yüzlerce sivil insanı Eflak'a doğru götürdü. Vlad'ın acımasız davranışlarını anlatan kitaplar, Almanca konuşulan topraklarda çok satanlar arasındaydı. Rusya'da Vlad hakkında popüler hikâyeler, merkezî hükûmetini sadece acımasız cezalar uygulayarak güçlendirdiği ve benzer bir görüşün 19. yüzyılda çoğu Rumen tarihçi tarafından benimsendiğini öne sürüyordu.
Vlad, 1463'ten 1475'e kadar Visegrád'da esaret altında tutuldu. Bu dönemde, yaptıklarına ilişkin anekdotlar Almanya ve İtalya'da yayılmaya başladı. 1475 yazında Boğdan prensi III. Stephen'ın isteği üzerine serbest bırakıldı. 1476'nın başlarında Corvinus'un ordusunda, Bosna'da Osmanlılara karşı tekrar savaştı. Macar ve Moldovalı birlikler, Vlad'ın kardeşi Radu'yu tahttan indiren Başarab Laiotă'yı zorlamasına yardım etti. Vlad'ın ölümü hakkında birçok rivayet bulunmaktadır ancak en kabul gören görüşe göre Vlad, Aralık 1476 ve Ocak 1477 tarihleri arasında 300 Rumen askeri ile birlikte Osmanlı ordusuna mağlup oldu ve kılıçla başı gövdesinden ayrılarak idam edildi. II. Mehmed'e Vlad'ın öldüğünü ispatlamak için Vlad'ın başı, Osmanlı birlikleri ile birlikte başkent İstanbul'a getirildi.

