Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Namık Özkan, Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu, Dünya Sağlık Örgütü’nün ekim ayını "Meme Kanseri Farkındalık Ayı" olarak kabul ettiğini hatırlattı. Özkan, erken teşhis ile meme kanserinin yayılmadan tedavi edilebileceğini ve ölüm oranlarının mamografi taramalarıyla yarıya indirildiğini söyledi. Ayrıca, Özkan yaş, genetik, hormonal değişiklikler, alkol ve sigara gibi risk faktörlerine dikkat çekti. 

Özkan, yaptığı açıklamada, meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğuna işaret etti. Dünya Sağlık Örgütü tarafından ekim ayının "Meme Kanseri Farkındalık Ayı" olarak kabul edildiğine dikkati çeken Özkan, dünyada yılda yaklaşık 2 milyon 300 bin, Türkiye'de de 30 bin civarında hastaya meme kanseri tanısı konulduğunu belirtti.
Özkan, meme kanserinde erken tedavinin önemine vurgu yaparak, "Halk arasında şöyle bir düşünce var, 'Kansere bıçak değerse daha fazla ilerler.' Yanlış bir düşünce. Erken teşhis ve tedaviyle meme kanserinden tamamen kurtulmak mümkün. Kanser ne kadar erken vücuttan uzaklaştırılırsa, yayılması veya hastayı öldürmesi engellenebilir." dedi.

Bir kişi öldü, üretimi durdu: Ünlü hamburger zincirinde salgın şoku! Bir kişi öldü, üretimi durdu: Ünlü hamburger zincirinde salgın şoku!

Özkan, meme kanseri teşhisine ilişkin şunları kaydetti:

"Meme de cilt değişiklikleri, şekil bozuklukları, koltuk altında ele gelen sertlikler, meme başında koyu ya da kanlı akıntı, meme ucu derisinde egzamatöz yaralar şeklinde meme kanserleri görülebilir. Bizim için önemli olan memede gelişen bu olayların kanser olmadığını ispat etmektir. İspat etmek için öncelikle fiziki muayene bir hekim tarafından, meme cerrahı ya da genel cerrah tarafından muayene edilmesi önemlidir. Ayrıca, muayene bulgularına ve hastanın yaşına göre çeşitli tetkiklerin yapılması da gerekir."
Erken tanının hayat kurtardığını ve bu sayede meme koruyucu cerrahisi yapılabildiğini aksi takdirde memenin tamamı ile koltuk altı lenf bezlerinin temizlemesi gerektiğini aktaran Özkan, "İleri evre kanserlerde ise öncelikle kemoterapi ya da radyoterapi dediğimiz tedaviyle memedeki kitleler küçültülüp daha sonra yine meme koruyucu cerrahisi yapılması gerekmektedir." diye konuştu.

Yaş ilerledikçe meme kanserine yakalanma riskinin arttığının altını çizen Özkan, şunları kaydetti:

"Özellikle 40 yaşın, 50 yaşın üzerinde erken adet görmek veya menopoza geç girmek, östrojen maruziyet süresini artırdığından geç doğum yapmak, az emzirmek, alkol kullanmak, bunlar meme kanserini arttıran faktörler. Bunun yanında egzersiz yapmamak, aşırı şişmanlık ve sigara da meme kanseri riskini arttıran faktörlerdendir. Ayrıca genetiğin de etkisi vardır. Ailesinde meme kanseri riski olan ya da bazı genleri taşıyan hastalarda meme kanserine yakalanma riski çok daha yüksek olmaktadır. Bu nedenle meme kanserinin erken tanısı için de dünyada ve ülkemizde de tarama programları uygulanmaktadır. "

Özkan, dünyada mamografi taramalarının başlamasıyla birlikte meme kanserinden ölüm oranını yarıya yakın azalttığını belirterek, "Mamografi taramaları meme kanserinin erken tanımasını ve tedavisini sağlayarak meme kanserinden ölümleri azaltmıştır." ifadelerini kullandı.
 
 

Editör: Elvan Mert