Türkiye'de sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini etkileyen aktif/pasif oranı, 2024 yılının ilk yarısında olumsuz bir seyir izledi. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, yıl başında 1 emekliye karşılık 1,58 çalışan varken, haziran sonunda bu oran 1,55’e düştü. Bu oran, çalışanların emeklilere oranını ifade eden önemli bir gösterge olup, sosyal güvenlik sisteminin finansal dengesini doğrudan etkiliyor.

EYT Düzenlemesi ve Enflasyonun Etkisi

2023 yılında yürürlüğe giren Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesi, emekli sayısında büyük bir artışa yol açtı. 2022'de her 1 emekliye karşılık 2,1 çalışan varken, 2024'te bu oran 1,63’e kadar geriledi. Uzmanlar, bu hızlı düşüşün sosyal güvenlik sisteminde uzun vadede daha büyük dengesizlikler yaratabileceğine dikkat çekiyor. Yüksek enflasyon nedeniyle, daha fazla kişinin emekli olma taleplerini artırdığı da görülüyor.

Metrekaresi 9 dolardan ada satışa çıktı! Metrekaresi 9 dolardan ada satışa çıktı!

İllerdeki Dengesizlik: 58 İlde Bozulma

2024'ün ilk yarısında Türkiye'nin 58 ilinde aktif/pasif dengesinde bozulma yaşandı. Özellikle sanayi merkezleri olan İstanbul, Ankara, İzmir ve Kocaeli gibi büyük şehirlerde bu bozulma dikkat çekiyor. Bozulma oranları 0,01 puan ile 0,28 puan arasında değişiyor. Buna karşılık, turizm merkezleri olan Aydın, Antalya ve Muğla gibi illerde ise bu oranlarda iyileşme kaydedildi. Ayrıca, depremden etkilenen Kahramanmaraş, Adıyaman ve Hatay gibi iller de toparlanma sürecinde olumlu gelişmeler yaşandı.

Çalışandan Fazla Emekli Olan İller

2024 yılı haziran itibarıyla 6 ilde emekli sayısı çalışan sayısını geçti. Balıkesir, Çorum, Giresun, Sinop, Zonguldak ve Bartın bu iller arasında yer alıyor. Bu durum, bu illerdeki sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği açısından önemli bir uyarı olarak değerlendiriliyor.

Gelecek İçin Riskler: Genç Nüfus Avantajı Kayboluyor

Türkiye'nin demografik yapısındaki değişim ve genç nüfusun azalması, aktif/pasif dengesinin gelecekte daha da bozulabileceği anlamına geliyor. Uzmanlar, 2030'lu yıllarda genç nüfus avantajının ortadan kalkacağını, bu nedenle emeklilik yaşının yükseltilmesi gibi adımların gerekli olacağını savunuyor. Ancak, 2008 reformları sonrası emekliliğin daha cazip hale gelmesi, bu sorunun çözümünü zorlaştırıyor.

Özet:

Muhabir: Emel Tekbaşoğlu Sürer