Uzman Klinik Psikolog Doğukan Demirel, gençlerin ruh sağlığına dikkat çeken çarpıcı açıklamalarda bulundu. Demirel, Türkiye’de genç olmanın artık yalnızca bir yaş dönemi değil, aynı zamanda bir direniş biçimi haline geldiğini belirtti. Ekonomik belirsizlikler, işsizlik, sosyal medya baskısı ve gelecek kaygısı gibi etkenlerin gençlerin psikolojisini olumsuz etkilediğine vurgu yaptı.

“Gençler Geleceğe Umutsuz Bakıyor”  
Demirel’in açıklamasında, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre genç işsizlik oranının %21’i aştığı hatırlatıldı. Üniversite mezunlarının iş bulmakta zorlandığı, çalışan gençlerin ise kendi alanları dışında, düşük ücretlerle hayatını sürdürmeye çalıştığı ifade edildi. Bu durumun gençlerde umutsuzluk ve çaresizlik duygusunu beslediği vurgulandı.

“Öğrenilmiş Çaresizlik” Yaygınlaşıyor  
Demirel, birçok gencin çabalarının karşılık bulmadığını düşündüğünü ve bu durumun psikolojide “öğrenilmiş çaresizlik” olarak tanımlandığını belirtti. Gençlerin artık harekete geçme isteğini kaybettiğini ve bunun toplumsal bir gerçeklik haline geldiğini söyledi.

“Anksiyete Günlük Hayatın Parçası Haline Geldi”  
Gençler arasında yaygın olarak görülen anksiyete, artık yalnızca sınav ya da iş kaygısıyla sınırlı değil. Sürekli tetikte olma hali, iç sıkıntısı, odaklanma sorunları ve uyku problemleri, gençlerin günlük yaşamını etkiliyor. Demirel, bu sorunların gençlerin yaşam kalitesini düşürdüğünü ifade etti.

“Sosyal Medya Gerçeklik Algısını Bozuyor”  
Demirel’e göre sosyal medya, gençlerin ruh sağlığını olumsuz etkileyen önemli bir faktör. İnsanların yalnızca en güzel anlarını paylaştığı sosyal medya ortamında, gençler kendilerini yetersiz ve başarısız hissediyor. Bu durum, gerçeklik algısının bozulmasına yol açıyor.Whatsapp Image 2025 04 08 At 12.05.26

“Akademik Baskı ve Ruhsal Tükenmişlik”  
Üniversite eğitimi artık bir ayrıcalıktan çok zorunluluk olarak görülüyor. Ancak gençler, ilgi alanlarına göre değil, iş bulma kaygısıyla bölüm seçiyor. Bu da daha üniversite yıllarından itibaren ruhsal bir tükenmişliğe neden oluyor. Gençler kendi seslerini duyamadan sürekli bir performans baskısı içinde yaşıyor.

Ne Yapmalı?  
Demirel, bu karanlık tabloya rağmen çözümün mümkün olduğunu belirtti ve şu önerileri sıraladı:  
- Üniversitelerde psikolojik destek hizmetleri artırılmalı.  
- Gençlerin duygularını ifade edebilecekleri güvenli alanlar oluşturulmalı.  
- Aileler, başarıdan çok huzura odaklanmalı.  
- Sosyal medyada dijital okuryazarlık eğitimleri verilmeli.  
- Ruh sağlığı politikaları, koruyucu hizmetleri de kapsamalı.

Fıtık tedavisinde uygulanan bu yöntem hastaları daha hızlı ayaklandırıyor Fıtık tedavisinde uygulanan bu yöntem hastaları daha hızlı ayaklandırıyor

“Bu Bir Çağrıdır”  
Gençlerin ruh sağlığının sadece bireysel değil, toplumsal bir mesele olduğunu vurgulayan Demirel, “Sessizce içine kapanan, bir şey demeden tükenen bir gençlik yerine; kendini ifade edebilen, umut kurabilen, düşse de yeniden kalkabilen bir nesil için hepimizin sorumluluğu var.” diyerek herkesi gençlere kulak vermeye, destek olmaya çağırdı.

Editör: Mustafa Işık