Haber-Foto: Mustafa Işık

Cumhuriyet Halk Partisi'nde 5 Ağustos’ta başlayan ve 10 Eylül’de biten İlçe kongrelerin ardından gözler İl Kongrelerine çevrildi. Türkiye genelinde 16 Eylül'de başlayan ve 15 Ekim tarihinde tamamlanacak olan İl kongrelerinde Tokat’ta ise, 24 Eylül Pazar Günü yapılacak. CHP Tokat İl Başkanı Murat Yazıcı, hem kongre hakkında hem de aday olup olmayacağı hakkında açıklamalarda bulundu. 20 Ocak 2023 tarihinde görevi Çağdaş Kurtgöz’den devralan Başkan Murat Yazıcı, “ben bu dönem hem genel seçimlerdeki performans itibariyle hem de Tokat siyasetinde bir değişikliğe Cumhuriyet Halk Partisi'nin ihtiyacı olduğunu düşündüğüm için bu dönem aday olmayacağım.” dedi. Başkan Yazıcı, İl Kongresine MYK üyelerine, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na, Kadın ve Gençlik Kolları Genel Başkanlarına, Milletvekillerine, komşu illerdeki tüm il başkanlarını davet ettiğini ifade etti. Başkan Yazıcı, Türkiye’nin en büyük beka sorunun ekonomi olduğunun altınız çizdi.

“BU DÖNEM ADAY OLMAYACAĞIM”

CHP Tokat İl Başkanı Murat Yazıcı, “7 Eylül itibariyle 12 ilçemizin tamamındaki kongrelerimizi bitirdik. 4 ilçemizde yeni ilçe başkanlarımız görevlerine başladılar, diğer 8 ilçemizde mevcut ilçe başkanlarımız güven tazeleyerekten görevlerine devam ediyorlar. Hem Tokat'ımız için hem de Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye genelindeki siyaset için hayırlı olacağını düşündüğümüz güzel kadroların oluşmasını sağlamış olduk. İnşallah bu ayın 24’de de il kongremizi gerçekleştireceğiz ve Tokat'ımızda da Cumhuriyet Halk Partisi'ni yerelde ve Genel siyasetle iktidara taşıyacak kadroların temellerini atmış olacağız. Aday elbette Genel Başkanımızın da söylediği gibi biz de adaylık kendin tarafından değil, delegelerimiz tarafından uygun görülürse, layık görülürsen yapılan bir süreçtir. Ama ben bu dönem hem genel seçimlerdeki performans itibariyle hem de Tokat siyasetinde bir değişikliğe Cumhuriyet Halk Partisi'nin ihtiyacı olduğunu düşündüğüm için bu dönem aday olmayacağım.” diye konuştu.

“İL KONGREMİZE KATILIM SAĞLANMASI İÇİN DAVET GÖNDERDİK, ADAYLARIN KENDİLERİNİN AÇIKLAMALARINI DOĞRU BULUYORUM”

24 Eylül Pazar günü yapılacak İl Kongresinde kimler davet edildiği ve Başkan Adayları hakkında da bilgiler veren Başkan Murat Yazıcı, “Genel merkezimize tabii ki kongremizle ilgili davetiyelerimizi gönderdik. Bildiğiniz gibi takvimin sıkışıklığı aynı gün içerisinde pek çok ilimizde de kongreler bizim bölgemizde de üç dört tane ilde gene kongre olacak. Türkiye genelinde de başka illerde yaklaşık 20 civarında ilimizde kongremiz olacak, 24 Eylül tarihinde. Genel merkezimiz o yüzden görevlendirmeleri son günlere yakın yapıyor. Gelecek olan misafirlerimiz henüz net değil ama biz MYK üyelerimizin tamamını, Genel Başkanımızı ve Kadın ve Gençlik Kolları Genel Başkanlarımızı, Milletvekillerimiz, komşu illerimizdeki tüm il başkanlarımızın her birini davet edeceğiz kongremize. Müsait olanlar programımızda ve davetimize iştirak edenlerle ilgili de sizlere bilgilendirme yapacağız. Adaylarımızla da ilgili şu ana kadar resmi bir aday açıklaması olmadı. Resmi bir aday açıklaması olmadığı için ben isim zikretmemin doğru olmadığını düşünüyorum. Kendi adaylıklarını, adaylarımızın yapmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum. Ama adaylık açıklamasıyla ilgili ilimize başvuracak olan il başkanlığımıza başvuracak olan tüm adaylarımızın yanında adaylık açıklamalarını da ben de memnuniyetle bulunur ve onlara desteklerimizi açıklarız.” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN EN BÜYÜK BEKA SORUNU EKONOMİDİR”

20 Ocak 2023 tarihinde görevi Çağdaş Kurtgöz’den devralan İl Başkanı Murat Yazıcı görev sürecini değerlendirdi. Başkan Yazıcı, “seçim noktasında 2023 yılı Cumhuriyet Halk Partisi'nin cidden tüm üyeleriyle ve yöneticileriyle bir beklentinin içerisinde olduğu ve iddialı olduğumuz bir süreçti. Ama iktidar şunu çok güzel kullandı. Devletin tüm imkânlarıyla mücadele ettiğimiz bir seçim ortamı yarattı, bizlere. İllerde kurum amirleri, kurum müdürleri, ilçelerde kaymakamlıklar, sosyal yardım ve bilumum devlet imkânlarını kullandıkları bir seçim yarışının içerisine soktular bizi. Derdimizi anlatırken vatandaşlara yapacağımız hizmetleri anlatmaya çalışırken ve Türkiye'nin geleceğiyle ilgili planlarımızı, projelerimizi biz anlatmaya çalışırken bir taraftan devletin tüm imkânlarıyla Cumhuriyet Halk Partisi'ni, idarecilerini ve bizleri yerelde de biz siyasileri terörle ilişkilendirmeye çalıştıklarına maruz kaldık. Her ne kadar ilimizdeki seçmenlerimizin çoğu bizleri tanıyor olsa dahi, geçmişteki ilişkilerimizden, ticaret yapmışlığımızdan, dostluklarımızdan, bizlerin üzerine böyle bir çamurun yapışmayacağını onlar da çok iyi bilmelerine rağmen siyasi noktadaki bu yaptıkları ahlaksız siyasetin bugün ne yazık ki karşılığını almış oldular ve iktidarlarını korudular. Ama günümüzde şunu çok iyi görüyoruz. Biz hep en baştan beridir de söylediğimiz şeyi şu anda birebir yaşamaya başladık, ülkemizde. Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük beka sorunu ekonomidir. Ekonominin kötü gidişatı bir eve babanın çocuğunun isteğini götürememesinin karşılayacağı sosyal ve politik hezeyan ne yazık ki içten içe hem toplumumuzu hem de sosyal yaşantımızda bizlerin içinde bir kangren olaraktan büyüyor ve toplumumuzu yavaş yavaş tüketiyor sokaklardaki trafik kavgalarının pek çoğu evindeki huzurunu kaybetmiş, babanın annenin dışarıya vurduğu öfkesinden kaynaklıdır. Mahallelerdeki mafyalaşma, sokaklardaki mafyalaşmanın tek sebebi bu. Bir an önce zengin olabilme hayali kuran gençlerin okuma hayalini bırakıp mafya olma hayaliyle bellerine taktıkları tabancalarla ve silahlarla dolaştıkları bir ortamın oluşması, ilimizde yıllardır görmediğimiz sokak kavgalarını yaşamaya başladık. Birbirini bıçaklayan genç kardeşlerimizi görüyoruz. Üniversiteli kardeşlerimizin gelecekle ilgili artık hiçbir hayalleri kalmadı. Biz toplumumuza seçimden önce de bunu anlatmıştık. Anlatmaya çalışmıştık en azından. Ama demek ki başarılı olamadık. Bizde de tabii ki bu noktada eksiklikler vardı. İktidar dediğim gibi beka sorununu yanlış yerde arıyor. Türkiye'nin en büyük beka sorunu, ekonomik problemler ve bir an önce ekonomiyle ilgili çalışmaların hayat standardını yükseltecek ve alım gücünü arttıracak. Bir ekonomik yapının, programın orta ve kısa, orta ve uzun vadede oluşturulması gerekmekte.” değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Mustafa Işık