Haber-Foto: Mustafa Işık

Türk İş Konfederasyonu’na bağlı Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası (Sağlık-İş) Tokat İl Başkanı İlhan Öztoprak, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Hastanesi önünde yaptığı basın açıklamasında, işçilerin ve toplumun geniş bir kesiminin yaşadığı ekonomik sıkıntılara dikkat çekti. Öztoprak, hayat pahalılığı, vergi adaletsizliği, kamu işyerlerindeki ücret dengesizliği ve güvencesiz çalıştırma gibi sorunların işçileri zor durumda bıraktığını ifade etti.D S C 0362-1“Mutlu Azınlık Hariç, Halkımız Geçim Sıkıntısıyla Mücadele Ediyor”
Öztoprak, saat 12.30’da yaptığı basın açıklamasında, ekonomik sorunların işçilerin yaşam şartlarını giderek zorlaştırdığını belirtti. “Bugün yine bir aradayız. Sıkıntılarımız artarak devam ediyor. Hayat pahalılığı, satın alma gücümüzdeki gerileme, adaletsiz vergi sistemi, kamu işyerlerinde ücret dengesizliği, işsizlik ve güvencesiz çalıştırma gibi sorunlar başta işçiler olmak üzere, toplumun büyük bir bölümünün yaşam koşullarını ağırlaştırmaktadır. Yani mutlu bir azınlık dışında halkımız geçim sıkıntısıyla mücadele etmektedir.” dedi. Öztoprak, artan yaşam maliyetlerinin toplumun büyük bir kısmını zor durumda bıraktığını ve birçok ailenin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını vurguladı.

“Ekonomik Krizin Bedelini İşçiler Ödemeyecek”
Öztoprak, yaşanan ekonomik zorluklara dikkat çekmek için geçtiğimiz ay 81 ilde yapılan basın açıklamaları ve Zonguldak’ta on binlerce işçinin katılımıyla gerçekleşen mitingler düzenlediklerini belirtti. “Sesimizi duyurmak istedik. Sağduyulu davranmaya gayret ettik. Diyalog kapılarını açık tuttuk. Ancak bir sonuç alamadık. Sürekli sabırlı olmamız istendi. Ama bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüz binler ile söyleyeceğiz. Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz. Bu yükü sadece bizlerin omzuna yüklemelerine izin vermeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.

D S C 0368-1“Giderler Artarken, Gelirler Yerinde Sayıyor”
Öztoprak, market ve pazar alışverişlerinden ev kiralarına, eğitim masraflarından enerji fiyatlarına kadar her alanda artan giderlerin işçileri daha da zor durumda bıraktığını vurguladı. “Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam geliyor. Dün aldığımızı aynı fiyatla bugün alamaz olduk. Büyükşehirlerde ev kiraları ortalama olarak asgari ücretin üzerine çıktı. Okullar açıldı, eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hale geldi. Analar, babalar ‘çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz’ diyor. Elektriğe ve doğalgaza geçtiğimiz aylarda yüzde 38 zam geldi. Önümüz kış. İşçisi, emeklisi kara kara düşünüyor, kışı nasıl geçireceğiz diye.” şeklinde konuştu.

En sık belirtisi unutkanlık En sık belirtisi unutkanlık

Öztoprak, enflasyonun resmi rakamlarının gerçeği yansıtmadığını ve işçilerin gelirlerinin artan enflasyon karşısında eridiğini ifade etti. “Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin ve emeklinin geliri değil, sefaleti artıyor. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozuldu. İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken, işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır. Buradan tekrar söylüyoruz: Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten de düşük olduğu bir toplumda huzuru tesis etmek mümkün değildir. Sosyal barış olmaz.” dedi.D S C 0369-1“Vergi Adaleti Sağlanmalı”
Öztoprak, vergi sistemindeki adaletsizliklere dikkat çekerek, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması gerektiğini belirtti. “Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler var. Ama işçinin ödediği kadar vergi vermiyorlar. İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığını vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV'si, ÖTV'si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var. Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15'de sabitlenmelidir. İşçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir.” dedi.D S C 0370“Sosyal Güvenlik Sisteminde Düzenleme Şart”
Sosyal güvenlik sistemindeki sorunlara da dikkat çeken Öztoprak, emekli aylığı bağlanmasında yaşanan adaletsizliklerin işçileri mağdur ettiğini ifade etti. “Geçmişte yapılan düzenlemelerin ne anlama geldiği bugün daha iyi anlaşılıyor. Aynı işyerinde aynı dönemde çalışan iki işçiye, emekli aylığı başvuru tarihleri farklı olduğu için farklı aylık bağlanabiliyor. Uygulanan sosyal güvenlik sistemi nedeniyle, enflasyon farkının yüksek olduğu bu dönemde, 2024 yılı içerisinde emekli aylığı talebinde bulunanların emekli aylıkları, 2025 yılında başvuracaklara göre daha fazla olacaktır. Bu durum birçok işçinin emeklilik başvurusu yapmasına sebep oluyor. Nitelikli çalışanlar, oluşacak fark sebebiyle emekli olmayı tercih ediyor. Bu mağduriyetin yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, işçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir.” dedi.

“Kıdem Tazminatı Hakkı Korunmalı”
Kıdem tazminatının işçilerin geleceği için önemli bir güvence olduğunu belirten Öztoprak, bu hakkın korunması gerektiğini vurguladı. “İşçiler geçmiş yıllarda kıdem tazminatları ile iyi kötü bir ev alabilmekte, çocuklarını evlendirebilmekteydi. Bu sebeple yıllarca kıdem tazminatına her el uzatıldığında, meydanlarda ‘kızımın çeyizi oğlumun düğün parası’ dedik, ortadan kaldırılmasına karşı durduk. TÜRK-İŞ olarak verdiğimiz mücadeleyle bu güne kadar kıdem tazminatına dokundurtmadık. Ancak kıdem tazminatı da zaman içinde eridi. Kıdem tazminatı tavanı uygulaması işçilerin mağduriyetini her geçen gün artırdı. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerekmektedir.” dedi.D S C 0371-1“Bozulan Ekonominin Bedelini İşçiler Ödemeyecek”
Öztoprak, basın açıklamasının sonunda TÜRK-İŞ’in sadece işçilerin değil, emeklinin, çiftçinin ve esnafın da insan onuruna yakışır bir şekilde yaşaması için mücadele ettiğini ifade etti. “Sendikalı işçi ile örgütsüz işçi, memur ile işçi, sigortalı işçi ile kayıtdışı çalışanı ve mülteciyi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. İşsizlerin iş beklentisiyle çalışanlara baskı kurulmak isteniyor. Türkiye ucuz işgücü ülkesi olmayacaktır. Rekabet, düşük işçi maliyeti ile sağlanmamalıdır. Zorlu çalışma şartlarını biz yaşıyoruz. Geçim sıkıntısını biz çekiyoruz. Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz. Yaşasın TÜRK-İŞ, yaşasın ekmek, barış ve özgürlük mücadelemiz.” ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.D S C 0353-1D S C 0352-1

Editör: Mustafa Işık