Anahtar Parti İl Başkanı Av. Hakan Ahmet Bice, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’nin su kaynakları açısından kritik bir eşiğe geldiğini belirterek, su krizinin artık sadece çevresel bir mesele değil, milli güvenlik sorunu olduğunu vurguladı. Bice, bilinçsiz su tüketimi, ruhsatsız su kuyuları, tarımsal israf ve uluslararası baskılar nedeniyle Türkiye’nin “su fakiri” olma yolunda hızla ilerlediğini ifade etti. Bu durumun, ülkenin geleceği için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirten Bice, yetkilileri acil önlem almaya çağırdı.  

Fırat ve Dicle Üzerindeki Uluslararası Baskılar  
Bice, Türkiye’nin su potansiyelinin üçte birinin Fırat ve Dicle havzasında bulunduğunu, ancak uluslararası baskıların arttığını ifade etti. 2014 yılında yürürlüğe giren BM Su Yolları Sözleşmesi ve AB müzakereleri kapsamında Türkiye’ye su politikaları konusunda dayatmalar yapıldığını belirten Bice, Suriye’nin doğusunda kurulmak istenen devletin de bu havzada genişlemeyi hedeflediğini söyledi.  

“Fırat ve Dicle, sadece su kaynakları değil, aynı zamanda enerji üretimi ve tarım için de hayati öneme sahip. Ancak uluslararası aktörler, bu kaynaklar üzerinde hak iddia ediyor. Türkiye’nin bu konuda daha güçlü bir diplomatik duruş sergilemesi ve ulusal çıkarlarını koruması gerekiyor.” diyen Bice, bölgedeki su kaynaklarının stratejik önemine dikkat çekti.  

Kuruyan Göller ve Tarımsal Çöküş 
Türkiye’de 186 gölün tamamen kuruduğunu ve Tuz Gölü, Akşehir, Sapanca, Manyas, Beyşehir, Eğirdir ve Burdur göllerinin hızla kuruduğunu belirten Bice, bu durumun bölgesel iklim değişikliğine ve tarımsal verimliliğin düşmesine neden olduğunu ifade etti. Yanlış sulama politikaları ve sanayi atıkları nedeniyle iç su kaynaklarının tükendiğini vurguladı.  

“Kuruyan göller, sadece su kaybına değil, aynı zamanda ekolojik yıkıma da yol açıyor. Bu durum, hava kirliliğini artırıyor, tarım alanlarını verimsizleştiriyor ve bölgesel iklim krizini tetikliyor. Türkiye’nin sadece mevcut su kaynaklarını korumakla yetinmemesi, aynı zamanda alternatif su kaynaklarına yönelmesi gerekiyor” diyen Bice, deniz suyu arıtma tesisleri ve gri su geri dönüşüm projelerinin acilen hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.  

“Yeraltı Su Kaynakları Kontrolsüzce Tükeniyor” 
Ruhsatsız su kuyuları nedeniyle yeraltı su kaynaklarının kontrolsüzce tüketildiğine dikkat çeken Bice, yeraltı su rezervlerinin %35’inin savaş, nükleer saldırı veya biyolojik tehditler karşısında en güvenilir içme suyu kaynağı olduğunu, ancak denetimsizlik nedeniyle bu kaynakların da hızla tükendiğini söyledi.  

“Yeraltı su kaynakları, Türkiye’nin en stratejik rezervlerinden biridir. Ancak ruhsatsız kuyular ve denetimsiz kullanım nedeniyle bu kaynaklarımızı kaybediyoruz. Bu durum, sadece bugünü değil, geleceği de tehdit ediyor” diyen Bice, yeraltı su kaynaklarının korunması ve anlık izlenmesi için acil önlemler alınması gerektiğini belirtti.  Whatsapp Image 2025 03 21 At 16.20.07

Tokat’ta trafik akışını rahatlatan kavşak hizmete girdi Tokat’ta trafik akışını rahatlatan kavşak hizmete girdi

Anahtar Parti’den Su Krizi İçin Acil Çözüm Önerileri  
Bice, su krizine karşı acil önlemler alınması çağrısında bulundu. Önerilen çözümler arasında: 
 
•    Fırat ve Dicle nehirleri için ulusal su stratejisi oluşturulması ve güçlü diplomatik adımlar atılması,  
•    Ruhsatsız su kuyularının kayıt altına alınması ve sıkı denetimlerin artırılması,  
•    Yeraltı su rezervlerinin korunması ve anlık izlenmesi,  
•    Yeraltı baraj sayısının artırılması ve modern tarım tekniklerine geçişin sağlanması,  
•    Deniz suyu arıtma ve gri su geri dönüşüm projelerinin yaygınlaştırılması,  
•    Su yönetimini tek çatı altında toplayacak “Su Bakanlığı”nın kurulması yer alıyor.  

Bice, bu önerilerin hayata geçirilmesi durumunda Türkiye’nin su krizini aşabileceğini ve gelecekte yaşanabilecek su kıtlığının önüne geçilebileceğini ifade etti.  

“Su, Türkiye’nin Jeopolitik ve Ekonomik Bağımsızlığını Etkiliyor”  
Bice, suyun sadece çevresel bir mesele değil, Türkiye’nin jeopolitik ve ekonomik bağımsızlığını doğrudan etkileyen bir faktör olduğunu vurguladı. Suyun stratejik bir unsur olarak görülmesinin artık bir tercih değil, zorunluluk olduğunu belirterek, “Eğer bugünden önlem alınmazsa, Türkiye sadece ekolojik bir felaketle değil, milli egemenliğinin zedelenmesi tehlikesiyle de karşı karşıya kalacaktır.” dedi.  

Bice, suyun “doğal hak” olmaktan çıkarılıp “ticari bir mal” haline getirilmesine karşı çıkarak, su yönetiminin merkezi bir politika haline getirilmesi gerektiğini söyledi. “Su, Türkiye’nin geleceği için hayati öneme sahip. Bu nedenle, su yönetimi sadece yerel bir mesele olarak değil, bölgesel ve küresel bir güç mücadelesinin parçası olarak ele alınmalıdır.” diye konuştu.  

Kamuoyuna Çağrı  
Anahtar Parti olarak, tüm yetkilileri ve kamuoyunu suyun stratejik önemine dair bilinçlenmeye ve acil adımlar atmaya çağırdıklarını belirten Bice, “Su yönetimini devlet politikası haline getirin.” mesajı verdi.  

“Türkiye’nin su krizi yaşaması artık bir seçenek değil, bir zorunluluk. Bu nedenle, bugünden harekete geçmek zorundayız. Suyun stratejik önemini kavramalı ve bu doğrultuda politikalar geliştirmeliyiz. Aksi takdirde, gelecek nesillere yaşanabilir bir ülke bırakma şansımız kalmayacak.” diyen Bice, suyun korunması ve sürdürülebilir kullanımı için herkesin üzerine düşen görevi yapması gerektiğini sözlerine ekledi.

Editör: Mustafa Işık