Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete irtihal ettiği 10 Kasım 1938 tarihinden sonraki gün, Türkiye Büyük Millet Meclisi olağanüstü bir toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantıda, Atatürk'ün silah arkadaşı ve 1937 yılına kadar başbakanlık görevini sürdürmüş olan Cumhuriyet Halk Partisi Malatya milletvekili İsmet İnönü, 348 milletvekilinin oy birliği ile Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci cumhurbaşkanı olarak seçildi. Bu tarihi karar, Türk siyasi tarihinde yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyordu. Peki, Atatürk Neden Öldü, Nasıl Öldü? Atatürk'ün Hastalığı Neydi? İşte tüm detaylar...
Atatürk Neden Öldü, Nasıl Öldü?
1938'in başlarında, Mustafa Kemal Atatürk, iştahsızlık ve halsizlik hissi ile başlayan bir rahatsızlıkla karşılaştı. Bu süreçte vücudunda kaşıntılar ortaya çıktı ve burun kanamalarını önlemek zorlaşmaya başladı. Bu kaşıntıların Çankaya Köşkü'nde bulunan karıncalardan kaynaklandığı düşünüldü, bu nedenle köşk ilaçlamaya alındı. Ancak, Atatürk'ün sağlık durumu düzelmedi ve özel bir kür tedavisi için Yalova Termal'e gönderildi.
Termal Otel'de, 22 Ocak 1938'de Atatürk'ü muayene eden Dr. Nihat Reşat Belger, karaciğer rahatsızlığından şüphelendi ve siroz teşhisi koydu. Doktor Belger, perhiz yapma konusunda ısrar etti, ancak Atatürk'ün tedavisi bir süre daha devam etti. Ancak, doktorların tavsiyelerine rağmen, 1 Şubat 1938'de tedaviyi yarıda bırakarak Bursa'ya gitti.
6 Mart 1938'de beş doktor, Çankaya Köşkü'nde bir konsültasyon yaparak siroz teşhisini tekrarladılar. Atatürk, bu süreçte sağlık durumuyla mücadele ederken, hastalığına karşı verdiği mücadele kamuoyu tarafından yakından takip edildi.
Atatürk, 10 Kasım 1938 sabahı saat 09.05'te İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda hayatını kaybetti. Cenazesi, Ankara'ya uğurlanarak 21 Kasım 1938'de Ankara Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine konuldu. 10 Kasım 1953'te ise Anıtkabir'deki ebedi istirahatgâhında toprağa verildi. Atatürk'ün vefatının ardında bıraktığı miras, Türk milletinin kalbinde ve tarih sayfalarında eşsiz bir iz bıraktı.
Atatürk'ün Hastalığı Neydi?

6 Mart 1938 tarihinde, Çankaya Köşkü'nde toplam beş doktor, Mustafa Kemal Atatürk'ün sağlık durumu hakkında bir konsültasyon gerçekleştirdi. Bu önemli toplantıda, doktorlar tarafından yapılan muayeneler ve değerlendirmeler sonucunda, Atatürk'ün hastalığına ilişkin daha önce konulan siroz teşhisi tekrarlandı.
Atatürk'ün Ölümü Hakkında Tüm Detaylar:
Cenaze Töreni:
Atatürk'ün vefatının hemen ardından, ilk etapta dini bir cenaze töreni düzenlenmesi öngörülmüyordu. Ancak, Atatürk'ün kız kardeşi Makbule Atadan'ın ısrarı üzerine planlar değişti. Cenaze töreni öncesinde camide dini bir tören yapılması kararlaştırıldı. Cenaze namazı, 19 Kasım sabahı Türkçe olarak İslam Tetkikleri Enstitüsü Müdürü Ord. Prof. Mehmed Şerafeddin Yaltkaya tarafından kılındı. Dini törende, Atatürk'ün vefatına dair fotoğraf çekilmesine izin verilmedi ve katılımcılar arasında sadece yakın çevresi, generaller, din görevlileri ve saray görevlileri bulunuyordu.
Katafalk ve İz Bırakan Anılar:
Atatürk'ün naaşı, özel olarak tasarlanan bir katafalk üzerinde sergilendi. Bu katafalk, mimar Bruno Taut tarafından hazırlandı ve Kemalist ideolojiyi simgeliyordu. Her iki yanında, altı sütunu temsil eden üç yüksek meşale bulunuyordu. Cenaze, 16 Kasım'da sarayın kabul salonuna getirilen katafalka konuldu. On binlerce insan, Atatürk'ü son kez görmek için Dolmabahçe Sarayı'nı ziyaret etti. Ancak, bu ziyaret sırasında yaşanan izdihamda 17 Kasım 1938'de 11 kişi hayatını kaybetti.
Başkente Yolculuk ve TBMM Önündeki Anlamlı Duruş:
Atatürk'ün cenaze namazı, 19 Kasım 1938'de Dolmabahçe Sarayı'nda kılındı. Cenaze, aynı gün Yavuz Zırhlısı ile İzmit'e taşındı ve aynı günün akşamı Ankara'ya getirildi. Ertesi gün (20 Kasım 1938), Ankara'da devlet erkânı tarafından karşılanan cenaze, Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde hazırlanan katafalka konuldu. 21 Kasım 1938'de, yabancı devlet temsilcilerinin de katıldığı bir törenle Ankara Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine konuldu ve burada 4 ay boyunca katafalkta kaldı.
Anıtkabir'e Yolculuk ve Ebedi İstirahat:
Atatürk'ün anıt mezarının inşası 9 Ekim 1944'te başladı ve 1 Eylül 1953'te tamamlandı. 10 Kasım 1953'te Atatürk'ün cenazesi, Ankara Etnografya Müzesi'nden alınarak, Cumhurbaşkanı Celâl Bayar'ın katıldığı bir törenle Anıtkabir'e getirildi. Burada yapılan konuşmanın ardından, Atatürk'ün naaşı ebedi istirahatgâhına indirildi.
Mirasın Yansımaları:
Atatürk'ün ölüm yıldönümünde PTT tarafından çıkarılan blok pul, Türkiye'de özel bir anlam taşıyan ilk pul olarak tarih sahnesine çıktı. Değeri 100 kuruş olan bu blok pul, Atatürk'ün fraklı bir portresini içermekteydi. İsviçre'de bulunan Courvoisier Matbaası'nda basılan blok, Atatürk'ün ölüm yıldönümü serisinin 10 Kasım'a yetişemeyen diğer 5 pulu ile birlikte satışa sunuldu. Bu pul koleksiyonerler arasında önemli bir hatıra olarak yerini aldı ve Türkiye'nin modern tarihindeki dönüm noktalarından birini simgeliyor.

