Bir ülkenin nüfusunu sürdürebilmesi için gerekli olan yenilenme düzeyi 2,1 iken, Türkiye'de bu oran 2016 yılından bu yana altında seyrediyor. TÜİK’in 'Nüfus Projeksiyonları, 2023-2100' araştırmasına göre, mevcut doğurganlık hızının devam etmesi durumunda Türkiye'nin nüfusu 2100 yılında 77 milyonun altına düşecek. Araştırma ayrıca 2075 yılına gelindiğinde Türkiye'de her üç kişiden birinin yaşlı olacağını öngörüyor.
Bu demografik değişim, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısında önemli etkiler yaratacak. Türkiye, hem yaşlı hem de yoksul olma riskiyle karşı karşıya kalabilir. Nüfusun yaşlanması, sağlık hizmetlerine ve sosyal güvenlik sistemine olan talebi artırırken, iş gücü piyasasında da daralmaya neden olabilir.
Tokat ili özelinde de benzer bir tablo söz konusu. 2023 yılında 606 bin 934 olan Tokat nüfusunun, 2030 yılında yüzde 2,4 azalarak 596 bin 882’ye düşmesi bekleniyor. Bu durum, yerel ekonomilerde ve toplumsal yapıda da dönüşümlere neden olabilir.
Türkiye'nin bu demografik değişimlere yönelik önlemler alması ve uzun vadeli stratejiler geliştirmesi gerekmektedir. Doğurganlık oranının artırılması, genç nüfusun desteklenmesi ve yaşlı nüfusun ihtiyaçlarının karşılanması, gelecekteki demografik ve ekonomik dengeyi sağlamak için kritik öneme sahiptir.